Freud 1. Sezon 8. Bölüm

Martha: Özgür irade var mı ki? Belki hepimiz hipnoz altındayız...

saçma sapan bişi olmuş

freud'un hayatını öğrenmek istiyorsanız, izlemeyin. Zamanım bol diyorsanız izleyin. İzlemezseniz bir şey kaçırmazsınız.

2 sezon olması dileğiyle

diziyi korku dizisi gibi yapmasalardı mükemmeldi yahu

ayinleri falan çıkarsınlar şu diziden ya

güzeldi cidden izlediğime değdi.

beklediğim gibi çıkmadı hayal kırıklığı tamamen.

güzeldi

Bazı bölümlerde Freud yerine çok fazla Fleur'a odaklanılması canımı sıkmıştı ama genel olarak güzel dizi bence. Bu bölümün sonu üzdü doğrusu böyle bitmesini beklemiyordum. ''Dizi iptal edilmiş, 2. sezon gelmeyecekmiş'' gibi yorumlar görmüştüm umarım devamı gelir. Bu arada hiç mi üzülmediniz o mükemmel yazıyı yakarken be

güzeldi

sezon bitti sıradaki lütfen

Gerçekten güzeldi,izlemelisiniz. Tam olarak Freud'a odaklanmasa da farklı olaylarla onun kuramlarını açıklamışlar. Bunun yanında belgesel tadında bir dizi değil. .Bir de arkadaşlar bu tarz dizi önerebilir misiniz?

sonunda hüzünlendim nedense

izlenilebilirrrrr

"içinde bulunduğumuz durum en derin arzularimizin urunudur"

Ben beğendim ama ayin kan vahşet sahneleri azaltılıp Freud un iç dünyasına yoğunlaşılırsa daha iyi olur

Benim gibi dizinin ismine yoğunlaşıp, sırf Freud düşünceleri ve yaşantısı odaklı bir psikolojik dizi bekleyenler için biraz hayal kırıklığı gibi duruyor olabilir. Freud'un kişisel hayatı konusunda bilinenler çok değil belki biraz eklemeler yapılarak hayatının dizisi yapilabilirdi ama yönetmen çok tarihsel görünmesini istememiş ve genç ve modern insanlara yönelik bir dizi olmasını istemiş(Gotik havasıyla, tarihsel ve psikolojik yönüyle modern, psişik güçler cadı eklemeleriyle gençlere yönelik hava katmış). Freud'un gençlik dönemini anlatmışlar. Bu dönem yani 19.yüzyılda tıp, ruhsal hastalikları anlama ve tedavi alanıyla ilgilenmiyordu(daha çok fiziksel hasarlara ve tedavisiyle ilgileniyorlardı, çoğu profesörun ruhsal yaklaşıma alayci tavrindan anlayabilirsiniz). Ruhsal hastalıklı insanlara , örneğin dizideki küçük kızı soğuk suya koymaları, Fleur'u termoterapi denilen buharlı odada kilitlemeleri, koridorda kafesteki hasta gibi tedavi yöntemlerini uyguluyorlardı. Bu ruhsal hastaliklarinin kaynaginin zihinde olduğunu savunan, dönemin doktorlarindan biriydi Freud ve bu yüzden profesörün yöntemlerine hep karşı cıktı. Dizide Josep Breuer yani Freud'un hocasi profesör(gerçek hayatta da freudun hocasıdır) ve Fleur Salome(gercek hayatta Breuer ve Freudun ortak bir hastası) gerçek karakterlerden esinlenme. Freud gercek hayatinda da kokain bağımlısı ve puroya düşkünlüğü var. Gelelim son 2 bölüme kadar Freud'dan çok baş rolmüş gibi oynayan medyumsu psişik güçleri olan Fleur ablamıza. Kendisini psikolojide histerik hastası oldugunu düşünüyorum. Histeri ruhsal bir hastalıktır. Genelde bilinçaltında kalmış, hasta tarafindan itilmiş bir nedenin(bozukluk, travmatik olayların) çok çeşitli fiziksel veya psikolojik bozukluğa yol açmasıdir. Fleur küçüklüğünde yaşadığı kötü bir anı var askerlerin insanlari öldürdüğü an, piyano çalan adamı görmesi ve bundan korkmasi gibi hatırladığında korkmasina neden olan bir çok bastırılmış anısı var. Bu hastalık kendini kimi zaman inlemelerle kimi zaman çığlıklarla**, çok siddetli krizlerle**, uyurgezerlikle, aşırı duygusal tepkilerle, geçici kişilik değişimiyle ** , felç veya kasilmalarla, ağrıya duyarsızlık, titreme, nefes darlığı, kasılma, görme, konuşma ve işitme bozukluklarıyla gösterebiliyor. Fleur'da bunlari görebilirsiniz. Yönetmen bu hastalığı psikişik güçler ve cadı konusuyla sentezlemeye çalışmış.( Ayrica ustte yazdığım belirtileri dikkat etmisseniz diger hastalarda da görüceksiniz) Freud’un öne sürdüğü ve o dönemin sadece fiziksel verileri baz alan bilim dünyası için deli saçmasından başka bir şey olarak görülmeyen yöntemlerin başarılı etkilerini ortaya koyan dizi, Freud’un teoremlerini hikayeye yedirirken güçlük çekiyor. Çünkü, hikâye, son iki bölüme kadar Fleur Salome’ün ardında savruluyor ve Freud’u içerisine yerleştirmekte zayıf kalıyor. Öyle ki, Fleur, Freud’un yöntemlerini göstermeye yol açan bir yardımcı olmaktan çıkıp, dizinin ana karakteri olma yoluna giriyor. Fleur’un terapi sürecinde halihazırda zaten kokaine olan bağımlılığı ön planda tutularak çizilen Freud, uyku düzenini ve muhakeme yeteneğini yitiriyor ve günden güne kendisini kaybederek takıntılı ve obsesif bir hale bürünüyor. Fleur’ün doğaüstü bir cadıya dönüşmesi ise, dizinin psikolojik gerilim tonunu bozuyor ve hali hazırda Fleur ve Freud’un hikâyeleri arasında savrulan anlatıya zarar veriyor. Freud’un yöntemleri ve kuramları, sürekli olarak imgeler ve sembollerle dolaylı olarak işlendiği için dizi, ta ki son bölümde bütün taşlar yerine oturtulup hikâye psikolojik kuramlarla ilişkilendirilerek açıklanabilir şekilde toparlanana dek, bir şeytan çıkarma döngüsü içerisine sıkışıyor ve Freud, sürekli hipnoz yöntemiyle cadı avcılığı yapıyor. Dolayısıyla, dizi heyecanını yitiriyor. Yönetmen, Sigmund Freud’un öncüsü olduğu akımları ve teoremleri bir biyografi niteliğinde değil de, dolaylı yoldan hikâyeye yedirmeyi tercih ediyor, ancak, Fleur Salome’nin hikâyesinin ardında kontrolünü kaybediyor. Son bölümlere kadar Freud, Fleur konusunda aşırı derecede obsesifleşiyor ve tonunu sabit tutamayan dizi, bizlere sürekli olarak hipnoz yöntemini kullanarak cadı avına çıkan dedektif bir Freud’u sunuyor. 2. Sezonda yönetmenin bu ayarı tutturabilcegine inaniyorum. Ayrıca dizi oyunculuk, kıyafet, dizinin çekildiği ortam konusunda dönemin atmosferini yansıtmada gerçekten iyiydi.

tuhafvakit kaybı