Genel Bakış
Tayland'ın en kötü şöhretli hapishanesinde tutulan, İngiliz Boksör Billy Moore'un gerçek hikayesi. Uyuşturucu ve şiddet dünyasına çekilirken, kaçış yolunu Muay Thai turnuvalarında yarışarak bulabileceğini anlar.
Bu film özeti

Tayland'ın en kötü şöhretli hapishanesinde tutulan, İngiliz Boksör Billy Moore'un gerçek hikayesi. Uyuşturucu ve şiddet dünyasına çekilirken, kaçış yolunu Muay Thai turnuvalarında yarışarak bulabileceğini anlar.
Bu film özetikamera ile çeken kimse çok kötü bir çekim olmuş resmen kafasını döndürüyor insanın flim iyi ama kamera berbat etmiş bunu ve ilk eşçinsellik yerinide zorla tecavüz edilmesi. Pek iyi olmamış çok kötü bir duygu hissi yarattı.
Bu yorum bölüm hakkında spoiler içeriyor. Okumak istiyorsan tıkla.
2017 de çekilip 2018 de vizyona giren film en çok satan kitaplardan biri olan ve gerçek hikayeden hareket eden “A Prayer Before Dawn” adlı romanın sinema uyarlaması olarak karşımızda.
Fransız yönetmen Jean-Stéphane Sauvaire, 2000’li yıllardan itibaren yönetmen yardımcılığı, senarist, Tv filmi, kısa film, belgesel çeken ve yetenekli olduğuna inanılan bir yönetmen. 2011 yılında çektiği ve Afrikalı çocuk savaşçıları anlattığı filmi “Johnny Mad Dog” eleştirmenlerden büyük övgüler almış. “Şafaktan Önce” filmi gibi “Johnny Mad Dog” filmi de Cannes da resmi gösterimi yapılan filmlerden biri olmuş.
abi olaylar karma karışık film'de, boş zamanlarda eyer izlenicek film yoksa izlenile bilir 10/5
Bu yorum bölüm hakkında spoiler içeriyor. Okumak istiyorsan tıkla.
İzlemeye başlamadan önce, filmin türüne bakmamıştım. Yani filmin biyografik yapım olduğunu bilmiyordum. İşin açıkçası, çok farklı bir anlatımı var filmin. Kesinlikxe bildiğimiz, ettiğimiz türden bir aksiyon falan değil. Tayland'daki bir hapsihaneyi anlatması dolayısıyla, başka bir dünyaya götürüyor sizi; kullanılan konuşma dilinden, anlatım diline kadar her şey farklı kodlara, farklı bir doğaya sahip. Bana bu farklı doğa çok çekici geldi işin açıkçası. Ait olduğu Tayland dünyasında acaba nasıl bir yankı bulmuştur bu anlatım biçimi, hiçbir fikrim yok. Ama filmin sonuna kadar sahip olduğum bu iyi izlenim, bu farklı ve bana bu farklılığı dolayısıyla da oldukça fantastik görünen anlatım, her şeyin bir biyografiiden ibaret olduğunu anlayınca yıkıldı. Kurguya dayalı olarak kafamda oluşturduğum bütün fantastik dünya, gerçeğin pis dünyasına çarpıverdi. Her şey gözüme sıradan göründü ve aklıma şu meşhur gece yarısı ekspresi midir, nedir, bizim türk hapishalerini ve dünyamızı iğrenç bir şekilde anlatan film geliverdi. Fantastik haliyle güzel olan her şey, gerçek adı altında bunulunca iğrenç bir Tayland dünyasına saldırı gibi zihnimde çok kötü yankı oluşturdu. Saldırı veya değil, anlatım fantastik kalabilseydi zihnimde, çarpıcı bir film diyecektim, ama gerçek çıkınca karşıma, anlatım bilinmeyen, bir başka dünyayı aşağılama gibi göründü bana ve hiç hoşuma gitmedi
Tayland dilini çözmeye hevesli olanlar izlemeli ben filmin yarısına kadar dayanabildim derdimi anlatacak kadar taice öğrenmiş bulunmaktayım izleyene allah sabır versin
@simon27
Bu tür gerçek hayat filmleri dünyanın toz pembe olmadığını birkeredaha gösteriyor. güzel ve üzücü iyi seyirler