20 Temmuz 1969 yılında Ay'a adım atan ilk insan olan efsanevi Amerika'lı astronot Neil Armstrong'un hayat hikayesi anlatılmaktadır.
Bu film özeti
LaCasaDePapel
tarafından oluşturuldu.
Claire Foy'un First Man filmindeki mesafeli performansı bana, Janet Armstrong'un güçlü, sabırlı ve duygusal derinliği olan bir karakter olarak nasıl tasvir edildiğini çok iyi hissettirdi. Foy'un, Janet'in duygusal yüklerini taşıma biçimi ve eşinin uzaya gitmesine odaklanırken kendi içsel mücadeleleriyle başa çıkması gerçekten etkileyiciydi. Bu mesafeli tutum, Janet'in gücünü ve duygusal dayanıklılığını daha net görmeme, aynı zamanda Neil’in ona olan uzaklığını ve içsel acısını anlamama yardımcı oldu.
Neil Armstrong'un (Ryan Gosling) umursamaz gibi görünen tavırları, bence sadece bir savunma mekanizması değil, aynı zamanda onun uzaya olan derin bağlılığının ve sorumluluk bilincinin bir sonucu. Filmde Armstrong’un duygusal olarak çekilmesi, bence dış dünyadan ve sevdiklerinden uzaklaşma gerekliliğiyle birleşen bir içsel çelişkiyi simgeliyor. Uzay yolculuğu gibi devasa bir görevde, kişisel kayıplar ve evdeki sevdiklerinin duygusal yükleriyle başa çıkabilmek için Armstrong’un bu şekilde içe kapanması, bence bir tür kaçış ve odaklanma biçimi. O içsel mücadeleyi, yalnızlık ve acıya karşı inşa ettiği bir savunma mekanizması olarak gördüm.
Filmin asıl gücü, bu iki karakterin duygu ve görev arasındaki çatışmalarını derinlemesine işlemesinde yatıyor. Janet’in sessiz gücü ve Neil'in içsel acısı arasındaki denge, bence filmdeki en çarpıcı unsurlardan biri. Bu derinlikli karakter incelemeleri, First Man'i sadece bir uzay yolculuğu hikayesinden çok daha fazlası haline getiriyor. Hem kişisel kayıp hem de sadakat gibi evrensel temalar, bu iki karakterin farklı tavırları sayesinde daha derin bir şekilde hissediliyor. Bu, insan olmanın zorlukları ve duygusal yolculuğuna dair düşündüren bir deneyim sundu.
First Man'in yavaş ilerlediği eleştirisi ise filmin karakter derinliğini ve duygusal yoğunluğunu ön plana çıkaran bilinçli bir tercihten kaynaklanır. Film, Neil Armstrong'un içsel dünyasını ve uzay yolculuğunun zorluklarını detaylı şekilde işler, bu da daha sakin bir tempo gerektirir. Hızlı aksiyon yerine, izleyiciye bu tarihi anın duygusal yükünü hissettirmeyi amaçlar. Bu yaklaşım, filmdeki deneyimi daha derinlemesine yaşamak isteyenler için anlamlıdır.
Film çok güzel yavaş ilerliyor gibi gelebilir ama bence güzeldi filmin sonunda bile kadının umursamazlığı şaka mı ? demedim değil kendi kendime neyse başarılı bir film olmuş.
Bu yorum bölüm hakkında spoiler içeriyor. Okumak istiyorsan tıkla.
Çok büyük heyecanla başladım ilk bir saat sonra filmin biraz sıkıcılığından dikkatim dağılmaya başladı Özellikle astronotların seyir halindeki sarsıntlı görüntülerde çok rahatsız oldum birde hayran olduğum Clarie Foy'un soğuk davranışları ve Ryan Gosling çok fazla duyarsızlığı filmden kopmamı sağladı .Eğer en çok neyi beğenendim derseniz filmin sonundaki Ay görüntüler onun dışında fazla etkilenemedim
ryan gosling filmleri yok hiç sitede ya adamın profilide yok galiba 1 saatir arıyom
Yorumu yazalı 2 yıl geçmiş olsa da, profilimde Ryan Gosling var, takip etmek istersen diye belirtmek istedim. Ayrıca, ufak bir ipucu vereyim: Google’a istediğin oyuncunun adını yazıp ardından “yabancı dizi” ifadesini ekleyerek arama yapabilirsin. Eğer böyle bir sonuç bulamazsan, o oyuncuya ait içerikler bu sitede yer almıyor demektir ya da henüz oyuncu eklenmemiştir.
uzay filmlerini seviyorsanız keyifle izlersiniz.filmin sonunda her ne kadar zor,tehlikeli ve beceri isteyen bir görev olsada aya ilk ayak basan Neil Armstrong ve arkadaşı eminim kendilerini dünyanın en şanslı insanları olarak hissediyorlardir, zaten kim hissetmez ki. düşünün ki bu dünyadan ayrılıp başka bir yere gidiyorsunuz. onların da dediği gibi biz anlayamayiz hiç bir zaman o duyguyu..
Yavaş bi film ama akıcı, sıkılıp ileri sardığım tek yer dans sahnesiydi. seneryoda sonlarda büyük bi boşluk var bence. Aydan geri dönüş, dünyaya iniş, ilk karşılanma felan yok. Sanki ışınlandılar.
Bilim kurgu severler için harika bir film. Konu yavaş ilerliyor ancak sıkmıyor
Slm arkadaş lar lütfen bu olayı çitiye alın bu filimi beyendim telefon 
izliyorum ama bunu nasıl TV 
ekranına verebilirim söylermisiniz..
tvniz akıllı ise aynı ağa bağlayıp ekran paylaşma özelliğiyle bunu yapabilirsiniz.
Ben inanmıyorum Ay'a gidildiğine o zamanki rekabet öyle bi hal almıştı ki her türlü pisliği yapıyordu hem ruslar hem ABD zaten suandada NASA ya sorulduğunda şuan o teklonojiye sahip değiliz deyip çıkıyorlar işin içinden gülünç duruma düşürüyorlar kendilerini 1968 de olan bi teklonoji 2019 da daha halen nasıl olmaz 
amaaaa eğer şayet gidilmişse düşünsenize öleceğinizi bile bile göreve gdiyorsnuz o yaptıkları tonlarca psikolojik testler falan bunu nasıl izah edebilir ? Filme gelecek olursak yaşanmışlık hissini doruklara cıkartmıs 10 üzerinden 9 veriyorum iyi seyirler.
Mükemmele yakın bir film olmuş. ellerine sağlık damien chazelle müzikler, sesler, çekim açıları, oyunculuklar her şey çok iyiydi. ryan gosling film için epeyce çalışmış, bu çok belli oluyor. filmden sonra sonunu bilseniz bile buruk ve yorgun ayrılıyorsunuz salondan. herkes sesler şöyle kötü, çok yakın çekim var biraz genel olsaydı, neden çok sarsılma sahnesi var yazmış. şunu merak ediyorum arkadaşlar bu kadar yakın çekim ve o yaşanan gerginliği anlatmak için yapılan klostrofobik hisler için bulutların sempatikliği, yıldızların güzelliğini çekmeyecekti herhalde. yani yakın çekim olmasa absürt olurdu bir sürü insan ölmüş, herkes gergin ne bekliyordunuz? ayrıca o sarsıntılar seyirciye daha fazla geçsin acaba hasar mı alacaklar, ölecekler mi(hikayeyi bilsek bile) sorularına bizi itmek içindi.
Marslı ile karşılaştıran olmuş gözlerim kanaya kanaya okudum onları! boş verin izlemeyin siz zaten. ayrıca amerikan propagandası kelimesi almış başını gitmiş. e biz mi aya gittik, adamlar gittiler bu kadar kayıp yaşamalarına rağmen vazgeçmediler ve gitmişler yani bırakın da haklı gururlarını yaşasınlar. ayrıca eleştiren ekipleri, protestoları, isveç çakısı, neil'in çıkışları derken gayet de eleştirel yanları da perdeye yansıtılmış. film çok iyi. özellikle görüntü yönetmeni ışık kullanımında çok başarılı.
Bu yorum bölüm hakkında spoiler içeriyor. Okumak istiyorsan tıkla.
@darlydixonn
Filmden bahsetcek olursam da, First Man (2018), Damien Chazelle'in yönettiği ve Ryan Gosling'in başrolünde yer aldığı bir biyografik drama filmidir. Film, NASA'nın Apollo 11 görevindeki astronot Neil Armstrong'un Ay'a ilk adım atmasını konu alır. Armstrong'u canlandıran Ryan Gosling, filmdeki başlıca odak noktası olan bu tarihi anı ve Armstrong'un kişisel mücadelesini derinlemesine araştırır. Film, Armstrong'un zorlu eğitim sürecini, ailesiyle olan ilişkisini ve Ay'a yapılan tarihi yolculuğu anlatırken, insanlık için bu büyük başarının ardındaki duygusal ve fiziksel mücadeleleri de gözler önüne seriyor.
Film, James R. Hansen'in 2005 tarihli aynı adlı biyografisinden uyarlanmıştır. First Man, hem astronotların hem de uzay araştırmalarının tecrübeleri hakkında realist bir bakış açısı sunmayı amaçlar. Bu anlamda, film sadece Ay'a inişi değil, Armstrong'un içsel dünyasında yaşadığı kayıpları, korkuları ve zaferleri de dramatize eder.
Görüntü yönetmeni Linus Sandgren'in çalışmaları, filmin karanlık tonları ve 1960'lar atmosferini yansıtmak adına oldukça etkileyicidir. Filmde, Ay'a iniş sahneleri, birinci tekil bakış açısıyla, izleyiciyi Armstrong'un yerine koyarak sunulur ve bu sahneler, sinematik açıdan oldukça yoğun bir deneyim yaratır.
First Man, aynı zamanda hem teknolojiye olan hayranlığı hem de insan ruhunun keşif yolculuğundaki sınırlarını sorgular. Film, tarihsel doğruluğu, dramatik yapısı ve güçlü performanslarıyla dikkat çeker. Film, birçok ödül kazanmış ve Oscar'da En İyi Sinematografi dalında ödül almıştır.