Taken serisinin 2. filmi olan Takip: İstanbul filminde; Emekli CIA ajanı Bryan Mills ve karısı İstanbul'da bir mafya lideri tarafından alıkonulurken, Mills kızını kurtarmaya çalışırken adamı öldürür. Taken serisi Takip: İstanbul ile aksiyona kaldığı yerden devam ediyor.
LaCasaDePapel
tarafından oluşturuldu.
Klasik Liam Neeson filmlerinden biri daha. Bu sefer abimiz İstanbul'da. Ortalama bir film.
Hollywood veya avrupa sinemasının bazı dönemlerde ülkemizde çekilen filmlerle alakalı kafalarıın bir tarafında hep düşman olmasının mı sebebi yoksa haçlı zihniyetini mi tekrardan hortlatmak mı olduğu nedir bilinen ebedi düşmanlığı çok açık ve bariz.. James Bond serisinde de bu filmde de çok yanlış ve sanki 4.dünya ülkesiymiş gibi lanse edilmesinden rahatsızım. Tam prosedür nedir bilmiyorum Kültür ve Turizm bakanlığı bence senaryoya bakmalı bu kadar bir ülke kötü gösterilemez. Maalesef bu tarz iğrençliklerden sonra film ile insanın konuşası gelmiyor.
İlk film, izleyicileri sürekli olarak TV veya sinema ekranına yapıştıran ilgi çekici bir hikaye çizgisi ile birleştiğinde, hızlı hareket sahneleri, hızlı tempolu bir yapı ile kuşatılmıştı. Bazı sinir bozucu karakterlere rağmen, Liam neeson'un kişisi, izleyiciyi film boyunca sarılabileceği hoş bir sinirli, akıllı casusluk ve profesyonellik ile dikkat çekici bir şekilde çekebilme yeteneğiyle diğerlerini gölgede bıraktı.
2000 yılının başı olsaydı o arabalar güzel olurdu 
kötü bir film türk,yede çekmeselerdi daha iyiydi 10/4
Senarist : Abi şimdi adam İstanbul'a gidiyor patara çatara falan her 10 dk'ye bir ezan sesi,bütçeyide düşük tuttuk polis arabaları falan 80-90'lardan kalma sizide yormaz.Koskoca İstanbul'da adam akıllı polis yok zaten bizim adam john wick gibi wicke wicke memleketin altını üstüne getiriyor sonra taksi çalıp Amerikan elçiliğine boydan giriyor... Yapımcı : İŞTE ARADIĞIM SENARYO...
dylanask
İstanbul'da çekildiğini duyunca aşırı heyecanlandım ama istanbul maalesef ki aşağıda bir arkadaşın dediği gibi yanlış gösterilmiş. Özellikle çarşaflı kadınlara yer verilmesi ve lenore kaçırılırken çarşaflı kadınların garip garip bakışları çok rahatsız etti beni. Cidden istanbul arabistan gibi gösterilmiş. Film çok güzel orası ayrı konu ve özellikle Kim araba sürerken Bryanın ona güvenmesi ve yapabilceğine inanması muhteşemdi. Kimin ailesini kurtarmak isteyişi, cesareti, ilk filme oranla daha fazla belli ettiği zekası filme daha farklılık katmıştı. Kimin sevgilisi de asla sağlam biri gibi durmuyor bu arada.