Genel Bakış
Görsel yapısı, kurgusu ve tarzıyla bu yıl Cannes'da prömiyerini yapan en cüretkâr filmlerden Tanrının Unuttuğu Yer İzlanda'nın benzersiz doğasını fon alıyor. İnanç, ölüm, doğa, aile, zaman, ahlâk kavramlarını ele alan film, bir kilise inşa etmek amacıyla 19. yüzyılda İzlanda'ya gelen Danimarkalı bir rahibin doğayla ve ada halkıyla karşı karşıya geldikçe asıl niyetinden, kendi ahlâki ve insani ideallerinden uzaklaşmasını anlatıyor. Vinterbrødre / Kış Kardeşleri ve Hvítur, Hvítur Dagur / Bembeyaz Bir Gün filmlerinin yaratıcı v...Devamını Göster
Bu film özeti

Apocalypce2
Tanrı Adası... Tanrı'nın unuttuğu yer. Böyle bir adaya bir tanrı adamı niye gider peki? Tanrı'nın kendisi bile unutmuşken. Film üzerine ilk izlenimim insanın dini bir yaşantı sürmesinin, içinde bulunduğu şartlara bağlı olduğu düşüncesi oldu. Konfor ve rahat içinde olmakla insanca yaşayabilmek için devamlı mücadele etmek insanın hayata bakış açısını ve önceliklerini değiştirebiliyor. Zaten rahip, adaya ulaşmak için yaptığı yolculukta yaşadığı zorluklar üzerine tanrıya dua ederken 'Nefes bile alamıyorum, artık eve dönmek istiyorum. Burada sana ihtiyaç yok.' diyerek insanın hayatını sürdürmesinin güçlüğüne işaret ediyor.
Diğer bir husus, İzlandalı köylünün 'Nasıl tanrı adamı olunur?' sorusuna rahip 'Ona teslim olmalı ve onun yolunda kendini unutmalısın.' şeklinde cevap verince köylü 'Annem bana, büyüyeceksin ve kendini göstereceksin derdi, ben de Danimarka kralının yerine geçeceğimi düşünürdüm.' diye cevap veriyor. İnsanların hep görünür olma isteğine atıfta bulunuluyor burada. Fakat tanrı yolu bunu istemiyor. O zaman insanların söyledikleri ve yaptıklarında bir çelişki mevcut. Film sakinliği ve doğa manzaralarıyla iki saatliğine kafanızı dinlemenize fırsat veriyor. Ağır ilerleyen dram sevenlerin aradıklarını bulacağını düşünüyorum.